Hayatta hicbir sey ve hicbir insan karsimiza öylesine cikmiyor, tesaduf diye bir sey yok, buna inaniyorum.
Bugun gelinen noktada benimle birlikte yuruyen arkadaslarima donup bakinca aradaki bağlara ve tesaduf sandigimiz o anlara şaşıp kaliyorum.
Ne blogda yazabiliyorum, ne Instagram’da bir sey paylasabiliyorum, cünkü güzel güzel işlerle uğraşıyorum…
Tam zamanli anneligimin sonuna yaklasiyorum, hatta belki “göcmen anneler”deki gönüllü mesai ile onu çoktan geride biraktim, bilmiyorum.
Bir işin gönüllü olmasi, baska bir deyişle o işten gelir elde edilmemesi insanin “bir şeye yaramadigi” ya da “emeginin degeri olmadigi” anlamina gelmiyormus. Zaman zaman beyaz yakaliliktan terk taze göçmen anneligimde bununla sinansam da, gitgide harcadigim zaman ve verdigim emeğe gani gani değdigini goruyor ve mutlu oluyorum. Diger yandaysa gönüllü olmadigim ama gönülden heyecanlanip, didinip ugrastigim ve ilkleri yasadigim bir seruvene basladim. Neticede her iki yoldan geldigim noktada cok sukur, iyi hissediyorum.
En net diyebilecegim: Heyecanliyim!
Hayatta hicbir sey ve hicbir insan karsimiza öylesine cikmiyor, tesaduf diye bir sey yok, buna inaniyorum.
Bugun gelinen noktada benimle birlikte yuruyen arkadaslarima donup bakinca aradaki bağlara ve tesaduf sandigimiz o anlara şaşıp kaliyorum.
Konu iş hayatından açılmışken, şunu da anlatayım…
İş hayatimda iyi olmadigi halde degismeden ya da kotu giden bazi seyleri degistirmek icin bundan birkac yil once bir degisiklik yapip uzun yillardir calistigim firmadan ayrildim. O firmadan ayrilirken yuva kurmayi hayal ettigim icin aynı firmadan bana gelen expatlik teklifini reddedip, sonrasinda hep hata mi yaptim diye hayiflandim. Oysa bugun, expat olmayip sectigim diger yolun bana sundugu enteresan iliskiler aginin gobeginde bir anne, bir es, bir gonullu, bir girisimci bir de gocmen olarak duruyorum. Kelebek etkisi diye bir sey varsa, benim kelebegim onbin milyon kanatlıymış, iyi ki uçuşuna, akışına yol verip gerisine müdahale etmemişim diyorum. Bir gün belki o kelebeğin dokunduğu her anı daha hakkıyla anlatırım.
Sinanmadan, aci cekip bedel odemeden olmayacakmis demek, olsun, onlari da iclerindeki hayirli seyi gorebilmek icin zamaninda sabirla sarip, sarmaladim. Bir muddettir ‘nazarlardan saklasin’ ve ‘cok sukur’lerle andigim kiymetlilerime yeni, guzel gelismeler eklensin; hikayem renklensin, dilerim solmasın.
Hayır neymiş,
yolculukta nereye gelinmiş,
yakinda anlatacagim.
Yakinda diyorum ama malum, öncelik Atlas’in.
Atlas’la evden çikmak bile her gün gecikmeliyken, kısa – orta vade deyip kapatayım…
Şehir yeni yila hazirlanirken buralar gibi benim içim de ışıl ışıl…
Bol şans, iyi dilekler, çokça dua hepsine varım!
Yazamiyorum ama boyle kisa bir ses edeyim dedim, saglicakla kalin 🙂
Pino
Elif Önal
Pinocum, iyi dilekler, dualar, şans, evren, dizilmis yıldızlar, enerji, crossed fingers and other parts, hepsi seninle olsun.